|
Vahit Özsoy
21 Mayıs silahlı ayaklanmasına Harbiye öğrencisi olarak katıldı, 5 yıl hapis yattı, halen avukatlık yapmaktadır.
BUGÜNDEN 20/21 MAYIS 1963 OLAYINA BAKIŞ
20/21 Mayıs 1963’ün bu sene tam 42. yıl dönümü.Demek ki üzerinden o kadar sene geçmiş , dile kolay...
Bu süreç biz Harbiyeliler için çok ağır ve zor koşullarda geçmiştir. Bunu ancak biz çekenler bilir. ARENA´YA ATILMIŞ KURBANLAR GİBİYDİK. Biz Harbiyeliler de dahil 20/21 Mayısçıların İşe Alınmamaları hakkında İnönü Hükümeti’nce çıkarılan bir gizli genelgeyi aşmak mümkün değildi. Her tarafta, öyle ki özel işlerde bile karşımıza çıkarılıyordu. Hele bir de o zamanın Genel Kurmay başkanı Cemal TURAL’ın , askere alınmamız konusundaki ÖZEL EMRİ VE SIKI TAKİBİ vardı ki , tamamen bir baş belası idi. Biz Harbiyeliler Mahkum olmuş, paşa paşa da cezaevlerinde cezamızı yatmış ve DP’liler(Celal BAYAR vs...affının yapılması) sayesinde de 1966 affından yararlandırılmış, böylece cezaevlerinden çıkarak özgürlüğümüze kavuşmak idik ki , aman Allah’ım bir de ne görelim, gerçek özgürlük savaşı asıl dışarıda ve şimdi başlıyormuş. Kimseden yardım görmedik, ailelerimizin yardımlarından başka. Bütün bu ağır koşullarda bile üniversite tahsilimizi yapmayı hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. İnadına...inadına ... okuyacağız. Üniversite giriş sınavlarına girdik. İlla hukuk okuyacağız,Hukuk tahsili yapacağız da hakim,savcı olacağız. 20/21 Mayıs Skynt. Mahkemeleri’nde A...’sı bile bize uygulanmayan ADALETİ uygulayacağız... Bu düşünceler içerisinde idik. Bu arada O.D.T.Ü’nin Sınavlarına da girdim. O.D.T.Ü’nin sınav sonuçları daha erken açıklandı,Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünü kazanmışım. Bunu aileme söylemiyorum. Üniversiteler arası giriş sınavı açıklansın ki Hukuk fakültesine gireceğim. Nihayet açıklandı.hem Ankara ve hem de İstanbul Hukuk Fakültelerini yedekten kazanmışım. Bekledik ve illa da İstanbul olsun diyerek 1966 Ekim’inde İstanbul Hukuk fakültesine kaydımızı yaptırdık. Bu kez de Cemal TURAL’ın emri ile askere sevklerimiz çıkarılmasın mı! Her taraftan aranıyoruz. Ancak 20/21 Mayıs ‘ta görevlerini yapmamanın ağır sorumluluğunu taşımış ve bundan kendilerini sorumlu tutmuş olacaklar ki, o zamanın Askerlik Şubesi Başkanları, bu kez anlayışlı davrandılar bizlere. Meşhur bürokratik Sumen Altı olayı ile meseleyi uzun süre oyalayarak geçiştirmişlerdir.Nihayet 1000 sayılı yasa ile askerlik yapma mecburiyetimiz kaldırılmış olmakla,bu dertten de kurtulmuş olduk. Neticede Hukuk Fakültesi’ni bitirdim.Hakim de oldum. İlk görev yerim Artvin’nin Şavşat ilçesi. (Burdan Şavşatlı Dostlara Sevgili Şavşat Halkına iyi dileklerimle selam ve saygılarımı yolluyorum.Sevgili Ehsan Ağa’yı ve de katledilen Devrimci Dostları rahmetle anıyor,aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum). Halkı yoksul mu,yoksul...Sözcüklerle bile ifade etmek olası değil yoksulluklarını. Her tarafı orman. Nerede ise Ormanın sınırı köylerde evlerinin hemen üzerinde başlıyor. Karşı olduğum, inanmadığım yasalarla halkı ezme ile karşı karşıya idim. Acı çelişkiyi ilk kez orada çıplak gözle ve yalın bir şekilde gördüm ve yaşadım. Tereddütsüz uygulamalarımla Halkın yanında yer aldım. Burada başlayan BOZUK DÜZENLE MÜCADELEM, bütün görev yerlerimde devam etmiştir. Bundan dolayı (uygulamalarımla halkın yanında yer aldığımı gösterdiğim için ) görev sürecim hep soruşturmalarla geçti. Nitekim,bu tür uygulamalarımdan dolayıdır ki, l2 Mart gelir gelmez ilk uygulamaları içerisinde görev yaptığım Anamur’dan Adana Skynt.K.lığı Kararı ile Bölgesi dışına çıkarılarak Sivas’ın Zara ilçesine sürüldüm. Soruşturmalar... Soruşturmalar... Soruşturmalar...Sonradan da 1983 yılında istifa ettim.
Geriye dönüp baktığımda , Zafer Anıtı misali “AĞRI DAĞI HEYBETİ”yle karşımızda dimdik duran ve “CENK VAR CENK,RUHUMUZA DENK,İÇİMİZDE İHTİLAL,HEVENK HEVENK” diyerek Aslanlar gibi haykıran, ”NE YAPTINIZ ŞİMDİYE KADAR ,HELE BİR GELİN BAKALIM.....” diyerek de kulağımızı hafiften çekip, geçen senelerin hesabını soran Bnb.Fethi GÜRCAN’ı arkasından da çok sevdiğimiz Ütğm.Erol DİNÇER, Üstğm.Turgut SALTOĞLU, Ütğm.İlhan BAŞ, Ütğm.Zeki YILMAZ, Tğm.Mustafa KARAZEYBEK, Tğm.Savaş KİLİMCİ ‘ Ağabeylerimizi görüyorum.
Başkaca da bir kimseyi göremiyorum. Daha açıkçası söylemek gerekirse,diğerlerini tanıdıkça Binbaşım Fethi GÜRCAN’ın yanına hiç yakıştıramadığım için onları görmek istemiyorum.
20/21 Mayıs ‘ın başarılması halinde anlı şanlı mevkilere gelecekleri söylenenlerin ,”GEMİSİNİ YÜRÜTEN KAPTANDIR” Atasözündeki anlama uygun şekilde , kader arkadaşlarının açıkça zararlarına olsa bile, onların gemilerini bilerek batırmacasına, hep kendi gemilerinin su almaması için çalışmışlardır.
Bütün Harbiyeli arkadaşlarımızın düşüncelerinin de benim gibi olduğunu biliyorum. 20/21 mayıs denilince hepsi de iyi ya da kötü bir şeyler söyleyeceği zaman hep Bnb.Fethi GÜRCAN’ı kendisine olan sevgileri ve de bağlılıklarıyla (bundan hiçbir şey kaybetmeden ) BİR TARAFA KOYMUŞ , AYIRMIŞ,AYRI TUTMUŞLARDIR.
Hepimizin gönlünde ve gözünde Bnb.Fethi GÜRCAN’ın yeri bambaşkadır.Bugüne kadar tanıdığım sivil ve askeri erkanın hepsi de 20/21 Mayıs’ı değerlendirirken, Bnb,Fethi GÜRCAN’ı ayrı bir sevgi, saygı ve muhabbetle anmışlar, her türlü eleştiriden uzak tutmuşlardır.
20/21 Mayıs ‘ın başarısızlığını takip eden süreçte ülkemizde yaşatılan terör olayları neticesinde meydana gelen ve acı sonuçları hala da devam eden 12 MART ve 12 EYLÜL gibi insanlık dışı, hukuksuz, faşist zihniyetlerin kolayca yönetimlere gelmeleri,ülkemizde melce bulması göz önünde tutulduğunda ve de bir değerlendirmesi yapıldığında , 20/21 Mayıs’ın Küba Devrimi’nin başlangıcındaki gibi YEŞİL ZEYTİN RENGİNDE YURTSEVER BİR KALKIŞMA(İhtilal Teşebbüsü) olduğunu , BİR İÇ KARŞI DARBE İLE DEVRİLMEMESİ HALİNDE gerçek kızıl rengine süreç içerisindeki uygulamalarıyla ulaşırdı diye düşünüyorum. (Kİ BÖYLESİ BİR TERTİBİN İÇERİSİNDE OLUNDUĞUNU,SONRADAN NAKLEN GİTTİĞİM ÇORUM CEZAEVİ’NDE DUYMUŞTUM DA ,HAYRETE DÜŞMÜŞTÜM . İhtilalin Fikir Karargahı denilen ve başarılması halinde önemli en üst mevkilere geleceği söylenen bir kaç kurmaydan ibaret bir kliği; “ FETHİ GÜRCAN VE ÇEVRESİNİN NEREDE DURACAĞI BELLİ DEĞİL.BUNLAR SOLCU VE KOMİNİST TANINANLARLA ÇOK HAŞİR –NEŞİRLER.HELE BİR İHTİLALİ GERÇEKLEŞTİRSİNLER. İKTİDARA GELİR GELMEZ, BUNLARIN BİR UYGULAMASI OLMADAN, HALK VE ORDU MENSUPLARI BUNLARI İYİCE TANIMADAN ,BUNLARI BİR İÇ DARBE İLE GÖTÜRELİM. SOLA KAYMASINA ENGEL OLALIM” düşüncesi ile böylesi bir tertibin içerisinde olmuşlar...)
Bunu Bnb.Fethi GÜRCAN’ın Mamak Askeri Cezaevi’ndeki bir gece sohbetinde,”İHTİLAL BAŞARILSAYDI, YOK ÖYLE SALTANATLI YAŞAMAK, İŞÇİ DE KÖYLÜ DE BİZİM HAYAT STANDARTIMIZA KAVUŞUNCAYA KADAR BİZ DE ONLARIN ŞARTLARINDA YAŞAYACAKTIK. BENİM KARIM VE ÇOCUKLARIM HANGİ ŞARTLARDA YAŞIYORLARSA, KURSAKLARINA NE GİRİYORSA, ONLAR DA AYNI ŞARTLARDA YAŞIYACAKTIR. EZEN SÖMÜREN YOK. HAKCA,SÖMÜRÜSÜZ BİR SİSTEM KURACAKTIK. BİZİM DÜŞÜNCEMİZ,AKLIMIZDAN GEÇENLER BUNLAR. UYAN UYAR, UYMAYANA DA YOL GÖSTERİRDİK, YÖNETİMDE KALMAYI BAŞARMAMIZ HALİNDE, BİZİM BU TANIMLADIĞIMIZ KEMALİZMSE BİZ KEMALİSTTİZ, SOSYALİZMSE BİZ SOSYALİSTTİZ, KOMÜNİZMSE BİZ KOMÜNİSTİZ.....”mealindeki açıklamalarından çıkarıyorum. Bu günkü Ülkemiz gerçekleri nazara alındığında,bugün bakarak değerlendirdiğimde, YURTSEVER BİR KALKIŞMA OLDUĞUNU GÖRÜYORUM. 20/21 MAYIS’ı Amerikancı Anlayışla Yurtsever Anlayışın bir mücadelesi ,bir çarpışması olarak değerlendiriyorum. Amerikancı anlayışın hakim kılınması için YURTSEVER UNSURLARIN TASVİYESİ ta o zaman başlatılmış , l2 Mart ve 12 Eylül Uygulamalarıyla noktalanmıştır.
Fethi Gürcanlar olsaydı, l2 Mart ve l2 Eylül ‘lerin olması kesinlikle mümkün olmazdı ve Denizleri Asmak da yürek isterdi....27 Mayıs l960 Arifesindeki öğrenci kalkışmalarında gündüz gözaltına alınıp da geceleri serbest bırakılmak zorunda kalmaları, Fethi GÜRCAN’ların Ordu içerisindeki kararlı ve de etkili tutumlarından kaynaklandığı,bu günün bilinen tarihi gerçeklerdendir.
20/21 Mayıs’ın başarısızlığının bence yegane sebebi, Fethi GÜRCAN’ın İhtilale katılmaya söz veren herkesi KENDİ SEVİYESİNDE,ANLAYIŞINDA, CESARETİNDE GÖRMESİ VE KENDİSİNE İNANDIĞI GİBİ BUNLARA DA İNANMASIDIR...
Ben bozuk düzene karşı baş kaldırmayı ve de dik duruşu , o gece Binbaşım Fethi GÜRCAN’dan gördüm ve öğrendim. Yaşamım boyunca da o duruş ve tavrı hiç unutmadım ve hep uygulamaya çalıştım. İnanıyorum ki, şayet varsa o bir dünyada da, bir haksızlık ve de adaletsizlikle karşılaşması halinde, ayni başkaldırıyı ve dik duruşu mutlaka göstermiş, karşı çıkmıştır.
Fethi GÜRCAN deyince, aklıma hep en ideal iyi şeyler geliyor. Her şeyin en ideal iyi şeylerini,sözcüklerini alt-alta sıralayın, işte Fethi GÜRCAN. Türkiye Mozağının farkında ve bilincinde idi. Bunun Ülkemizin bir zenginliği olduğuna inanıyordu. O tarihlerde Mamak Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve “KÜRTÇÜ “ olarak anılan grupla (Doğan Şeyhhasenan vs.) yalnız Fethi GÜRCAN’ın irtıbat kurması, onlarla sıcak dostluklar ve de arkadaşlıklar gerçekleştirmesi, bu düşüncelerimin kanıtıdır.
Aziz hatıran önünde HARBİYE SELAMI ile duruyor; sevgi,saygı ve muhabbetle eğiliyorum. Bu Dünya’ da , varsa şayet öbür dünyada da Bnb. Fethi GÜRCANLAR hep başarılı olsunlar.20/21 Mayıs 2005
AV.Vahit ÖZSOY.
Kurulum Tarihi : 23/05/2005 -- 10:47
Son Güncelleme : 23/05/2005 -- 14:04
Kategori : Vahit Özsoy (Avukat)
Sayfa Oku 148 defa
Sayfayı Yazdır Sayfayı Yazdır
|
