20-21 Mayıs Harbiyelileri
   
 
  21 Mayıs - Savaş Süzal




21 Mayıs,
Harbiyeli aldanmaz
Savaş Süzal

 

 

 

Bu başlık genç nesile bir şey ifade etmez biliyorum ama 1960'lı yılları yaşayanlar, ne anlama geldiğini gayet iyi bilir. İşin acı tarafı bu kelime ve deyim bugünkü şartlar altında tam 42 sene sonra ne yazık ki doğru bir ifade haline gelebildi. Bu konuya yazımın sonunda ayrıntılı değineceğim.

      Sevgili okurlar, ne oldu benim güzel halkımın, o güzel hasletlerine ve karekterine? Televizyonlarda sunucudan bir gözlük, bir tencere kapabilmek için yağ yakanlar ve yalvarmalar. Bir gözlük kadar ucuz mu bu onur denilen şey? İş, ekonomik sıkıntılardan mı kaynaklanıyor nedir? Basın kendisine özel ödül törenleri düzenledikçe herkesin yediğini veya inandığını mı sanıyor bu verilen ödüllere?. Bırakın başkalarını, acaba kendileri inanıyor mu aldıkları ödülü hak ettiklerine?

Peki yalnız halk değil, siyasetçiler çok mu farklı?. Hayır. Birileri Washington’a gelmeden önce Başkan Bush’a ve Amerika’ya yağlama yıkama servisinde. Kendilerinin Washington tarafından dışlandığını gözden çıkarıldıklarını bile bile ısrarla el etek öpmeye geliyorlar ne hikmetse. Oysa geçen hafta Washington’a gelen Yunan Başbakanı Karamanlis, Bush’tan Ankara’nın fırçalanması talebinde bulunmuştu. Bu işlem ne kazandıracak acaba kendilerine?

       Bir kaç gün önce tarih 21 Mayıs’tı bundan 42 yıl önce benim de içinde yer aldığım bir olayın yıldönümü. 42 yıl önce  yerleşik bir terim olan "Harbiyeli Aldanmaz" kelimesinin o zaman ki anlamı farklıydı ama bugün kü Tarihi gelişmeler karşısında işbaşında olanların hala işin ciddiyetine varamadığı ortamda bu kelimeler başka bir anlam ifade ediyor ve bence yerini buluyor. Bence o tarihlerde de Türkiye tam rayına oturtamış ve arayışlar içindeydi. Son on yıldır yaşadığımız gibi. Türk halkı sabırsız olduğu için sorunları kesip atmak amacıyla her zaman aşırı arayışlara yönelmişti. Aynı bugün başımıza çok şeyler bekleyerek bela ettiği ancak kof çıktığı görünen ampul iktidarı gibi. 

        21 Mayıs, tarih kitaplarının es geçtiği herkeslerin dokunmamaya özen gösterdiği bir olay. Bu olay sırasında ben de öteki arkadaşlarım gibi Kara Harb Okulu öğrencisiydim. Bu tarihi olay konusunda memleketteki askerlik bile yapmamış bazı sabıkalı kişiler kitap adı altında olayları hiç anlamadan Harbiyelileri bilmeden bir şeyler karaladı çizdi ama konunun uzaktan yakından ne olduğunu bile anlayamadıkları  o kadar açık ki.

 

     Henüz gerçek yüzü bir türlü yazılmamış olan bu olayın ardından hepimizin kaderi değişmiş ve Askeri Liselerden başlayarak bu mesleği seçen bizler birden bire sanki çıplak kalmış gibi yaşamımızın geri kalan kısmını sivil yaşamak zorunda kalmıştık. O tarihlerde bizlere 21 Mayısçılar adı takılmıştı. Rahmetli İnönü ise elindeki kağıtta yazılı 3-5 kişi ibaresini yanlış okuyarak bizleri Talat Aydemir’in 3.5 adamı olarak tanımlamış ve bir süre de bizlere o zamanın basını bunu yakıştırmıştı. Bu olaya dolaylı veya doğrudan karışan asker ve sivil yetkililer bugün ne yazık ki hayatta değil.

Bizlere verilen disiplin ve iyi eğitimin sonuçlarını sivil hayatta da görmüştük. Aramızdan çok sayıda mühendis, mimar, öğretmen, doktor, savcı, yargıç, genel müdür, gazeteci ve hatta politikacı çıktı. İçimizde yeniden üniversiteye yazılmayan ve okumayan yalnızca 3 kişi oldu. Hatta 21 Mayısçılardan üç milletvekili Meclis’te bir dönem görev bile yapmıştı. Bizler büyük kentlerde birer dernek kurup zaman zaman biraraya geliyoruz. Ben de Türkiye’ye gittiğimde İstanbul’da derneğe gidip birden bire gençliğimi çocukluğumu, o eski günleri yaşıyorum.  

Dernek binasında arkadaşlarımın tavla oynarken ki halleri okulda birbirleri ile çekişmelerinden farklı değil. Aramızda her siyasi partiye her siyasi görüşe inananlar var. Ancak hepimizin ortak yanı Atatürk’e duyduğumuz sevgi ve saygı. Bu konuyu biraz deşerseniz inanamıyacağınız bir tabloyla karşılaşabilirsiniz. Bu gurubun tek sıkıntısı aramızdan çok sayıda arkadaşımızın ayrılması, bir çok arkadaşımızı kaybetmemiz. Hayatta kalan arkadaşlarımızın çoğu iyi birer Türk olarak hem sigara, hem de içki içtiklerinden herhalde. Sonuç ortada. Ama ben onları çok seviyor ve her sene onları özlemle görmeye gidiyorum. Onlar benim kader arkadaşım değil, onlar benim kardeşlerim.  

Benim kardeşlerim, arkadaşlarım vatanını memleketini gerçekten seven Türk milliyetçisi ve Atatürk’e layık insanlar. Beni üzen teker teker eksilmemiz. Hayat acımasız biliyorum ama sizler hayatı daha önce yenmiştiniz güçlüsünüz. Ayaklarınızı sağlam basın kardeşlerim. Yeni nesillere örnek olmak gerek.

22.MAYIS.2005

 

Sitemizi Tanıyalım.
 
Hakkımızda
 
21 Mayıs 1963 yılında Kara Harb Okulunda 1. ve 2. sınıfta okuyan aynı kaderi paylaşmış 1459 seçkin memleket evladının birbirleriyle haberleşeceği bir sitedir.
Bu vatana daha borcumuzu ödemedik.
 
Bizi birer vatan sever olarak yetiştiren Devletimize çeşitli kademelerde örnek gösterilecek şekilde hizmet verdik. Ama daha borcumuz var. Son nefesimizi verinceye kadar hizmet etmeğe hazırız.
Siteye sahip çıkalım.
 
Bu sitenin adresini tanıdık Harbiyeli arkadaşlara verelim. Birbirimizden haberimiz olsun.
www.harbiyeliler.org
 
Derneğimizin sitesi tekrar yayına girdi. Kısa süre de olsa kapalı kalmasına üzüldük. Temenni ederiz tekrar bu durum yaşanmaz.
 
Aynı kaderi paylaşmış 1459 Harbiyeli. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol